Öncelikle bu konuyu, beni uzaktan takip eden saygı değer bir arkadaşım için ve beni yakinen takip eden, pek değerli
otsumimar hanımefendi için (okumazsa öldürücem O'nu :D) derlediğimi belirtmek istiyorum.
Ciddi manada göstermiş oldukları ilgi ve alaka karşısında, kayıtsız kalmamam gerektiğini düşünüp, konuyu derlemeye karar verdim.
Gayem, beni takip eden herkes için yararlı olmasıdır...
****
Konuyu kısa ve öz biçimde özetlemek gerekirse;
''Bu kadar geniş açılı düşünmenize vesile olan, kelime potansiyelinizi nereden / nasıl kazandınız ?'' sorusu akla getirilebilir...
****
Konuya başlamadan önce, azami istikrar ve ciddi manada ihtimam göstermeniz gerektiğini önceden belirtmek istiyorum.
Zira bir gecede her hangi bir değişiklik yaşayacağınızı vaad etmem, abes olur.
Bu gelişim / değişim sizdeki mevcut enerjiye ve isteğe bağlıdır.
**********************************************************************************
Konuları tematik olarak sıralayacağım;
1-
Kitap Okuma :
''Kitap okuma derken neden bahsediyoruz ?'' sorusu, ziyadesiyle mühim bir konudur.
*Gelişigüzel okunan kitaptan mı ?
*Sırf okudu / okuyor desinler diye ya da aile fertlerine yaranmak için okunan kitaptan mı ?
*Derinlemesine ve irdeleyerek, adeta yaşıyormuşcasına okunan kitaptan mı ?
Kendinizi bir muhakeme edin bakalım, siz bu 3 ana boyutun hangisinde yer alıyorsunuz.
Sırf dekorasyon amaçlı sahaflardan kitap toplayan insanlar var :( Bu ne kadar üzücü bir durumdur.
Geçenlerde iki bayan arasında gelişen tweetlarda karşılaştım bu durumun emsaline...
Benim şu zamana kadar okuduğum basılı kitap sayısı 50'yi geçmemiştir. Bunu samimiyetimle söylüyorum.
Lakin sadece basılı kitap sayısı. *.pdf, *.lit, *.doc, *.txt dosyası şeklinde olan elektronik kitaplardan (e-book) bahsetmiyorum.
Basılı kitaplardan daha çok, onları okurum. Ama her türlüsünü...
Abartmıyorum, Tıp uzmanlık tezlerini dahi okuduğum olmuştur.
Bir de sesli okurum, hem görsel hem de işitsel olması bakımından daha kazançlı olduğunu düşünüyorum.
Tabii ben size illa da e-book okuyun demiyorum. Fakat okuduğunuz kitabın size ne katabileceğinin muhakemesini yapmadan da bodoslama okumayın.
Benim anlatmak istediğim durum bundan müteşekkil!
Mesela her daim kendini macera temalı romanlara gark etmiş birisi bana göre okumuyordur, imgeliyordur (hayal ediyordur).
Daha çok size bilgi bazında getirisi olan özel ilgi alanlarına ait kitapları tercih edin.
Misal felsefe başta olmak üzere; psikolojik, psikoseksüel, psikanalitik, bioenerjektik psikoterapi, hipnoterapi, pedagojik, kişisel gelişim (cinsel ve tinsel),
bioenerjik, kriptografik, metafizik, teknolojik, tıp, biyolojik,psikomitolojik, terminolojik, parapsikolojik,
sosyolojik, antropolojik, jeolojik, politik, polikritik, komplotik,
epistemolojik, metodolojik, sümliminal mesajlar veren vs.
yoğunluğu olan kitapları okumanız, sizleri her zaman bir adım öne çıkarır.
Aksi halde dezenkarnasyon sürecine kadar ''yerinde say marş!'' komutu sizler için geçerli olacaktır.
Ayrıca (a)bibliyomani derecesine gelene kadar kitap okumaktansa, (b)bibliyofil düzeyinde kalmanızı öneririm :)
Yani kendinize ait özel bir zihin kütüphanesi / (c)bibliyotek düzenleyin.
bu olay zihin mimarisi için önemli çok önemli bir adımdır.
Sanırım kitap okuma hakkında bu kadar bilgi yeterli (: olacaktır.
(a) hastalık derecesine varan kitap sevgisi
(b) kitapsever
(c) kütüphane
**********************************************************************************
2-
Dergi Okuma :
Bu konuyu çok fazla devşirmeden, yüzeysel bir ifadeyle aktaracağım.
Kendinize ait bir dergi seçin ve bu dergiyi periyodik olarak temin edin.
Benim dergi olarak 2 önerim var; aylık Boxer Dergisi ve aylık Bilim ve Teknik Dergisi.
Adının netameli bir yapısı olduğuna aldanıp, Boxer Dergisi deyip geçmeyin.
Her hangi bir sayısını okuyun, bakalım bir daha bırakabilecekmisiniz :).
Hatta bir zamanlar dergi bünyesinde gerçekleştirilen fotograf yarışmasında, 6 aylık Boxer Dergisi olarak, mansiyon ödülüm bile var :P
Netice itibariyle, ben uzun süreden beri 2'sinide takip ediyorum (: tavsiye ederim...
**********************************************************************************
3-
Gazete Okuma :
Bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızına yetişmek bize her ne kadar zor olsa da,
içerisinde bulunduğumuz sosyal yapının güncel olaylarını takip etmek, bizim asli görevimiz olmalıdır.
Kendinize günlük bir gazete belirleyin ve her gün mutlaka sonuna kadar okuyun.
Yine hafif sesli bir şekilde okumanız, gerek görsel gerek işitsel olarak fayda sağlayacaktır.
Ayrıca diksiyon ve artikülasyon deneyiminiz önemli ölçüde gelişecektir.
Gazete okuma ve takip alışkanlığını rutininiz haline getirmelisiniz.
Ayrıca gazetelerin mizanpajları sentezlenmiş bir çok bilgi ve kültür antreposudur.
Siz bu antrepolara gider ve size ait olan bilgiyi çekip alırsınız.
Tabii olarak gazete seçiminde,
gazeteye ilişik bulmaca ekininde olmasına dikkat gösterin (:
Bu çok önemli ve kritik bir konudur.
Zira 4. konumuz bulmaca çözme hususunda olacaktır...
Benim bu noktada önerebileceğim iki gazete var;
Posta Gazetesi ya da Haber Türk Gazetesi (:
Ben 1'incisini takip ediyorum (: Ara sıra da bulmaca varyasyonunu genişletmek için Haber Türk'ü takip ediyorum.
Eğer ingilizce merakınız ve temel ingilizce beceriniz var ise, Takvim Gazetesi'nin bulmaca sayfasını da önerebilirim (:
Hafta sonu gazetelerin yelpazeleri, hafta içine nazaran daha geniş olur, bunu da es geçmeyelim :)
Zira hafta sonu adına verilen ekleri okumak kadar zevkli olan, çok az şey vardır.
Hafta sonuna kadar intikal edildiğine göre, bu konuyu da burada sonlandırarak, bulmaca faslına geçebiliriz (:
**********************************************************************************
4-
Bulmaca Çözmek :
Bulmaca çözmenin zihin mimarisine çok büyük katkıları olduğu gerçeğini yadsıyamayız (:
Zira, bunun aynısını uzmanlarda deklare ediyor.
''Peki nedir bu bulmaca çözmek ? bize ne gibi katkısı olur ?'' dersek,
Bulmaca; çeşitli biçimlerde düzenlenen ve düşündürerek, aratarak buldurmayı amaç edinen oyundur :).
Samanlıkta iğne aramak kadar zor olduğunu söyleyemem :P
Aksine sistematik bir şekle dönüştürüldüğünde önemli ölçüde katkısını hissedeceksiniz.
Tüm bu zamana kadar yazdığım cümlelerin muhtevasında bulmaca sayesinde edindiğim 100'lerce kelime vardır.
Norman Vincent Peale'ın şu sözü, bu teoremi tahkim eder niteliktedir;
''Düşünceler kelimeleri yaratır. Çünkü kelimeler düşünceleri ifade ettiğimiz araçlardır.''
Bu duruma istinaden de diyebilirim ki; bulmaca bizim bakış açımızı, konuları ele alış biçimimizi optimize eder,
dimağımızıda genişleterek zenginleştirir.
Şunu söylemeliyim;
bulmaca mevcut bilgi ile asla çözülmez.
Zaten bulmaca çözmedeki amaç, var olan bilgiyi katlamaktır.
2X2=4 karinesi :P gibi...
Bulmaca günlük olarak takip edilmeli çözülemeyen ve boş bırakılan yerleri, ertesi gün içinde ikame edilmelidir.
Piyasada bulmaca kitabı adı altında satılan bir çok sözlük var, onlardan da edinebilirsiniz.
Bu sizin için önemli bir kaynak olacaktır.
Ayrıca benim de kullandığım, Garanti Yazılımın geliştirmiş olduğu ''Yasemin Türkçe Sözlük''
*.exe olarak www.garanti yazılım.com adresinden ya da farklı bir adresten tedarik edilebilir...
Lakin bulmaca çözmede dikkat edilecek en önemli husus;
dimağımıza yeni yerleştirdiğimiz kelimeleri, bütün bu anlattığım kombinasyonun bize katkısı sayesinde,
analiz ve sentez yetimizle birlikte, günlük hayata projekte etmektir.
Bu çok önemli bir hadisedir.
Aksi halde, öğrendiklerimiz malumatfuruştan (kitabi bilgiden) öteye gidemez.
Bulmaca gazetesi önerilerimi 3'üncü kısımda yapmıştım (: tekrarına hacet görmüyorum ve bu konuyu da burada noktalıyorum.
**********************************************************************************
5-
Sportif Faaliyetler :
İnsan perspektifini oluşturan üç ana boyut vardır;
Bunlar Akıl-Duygu ve Fiziksel Beden 3'lüsüdür.
Yani uzay geometrisini hesaba katmadan, sadece normal hayatımızda deneyimleyebildiğimiz 3 boyuttan bahsediyorum (:
Yukarıda sıralamış olduğum 4 ana motif ile, Akıl ve Duygu boyutunu önemli ölçekte istenilen düzeye eriştirebildiğimizi düşünürsek,
geriye sadece Fiziksel Beden boyutu kalıyor.
Sportif faaliyet derken, çok kapsamlı ve zaman gerektiren egzersiz ya da idmanlardan falan bahsetmiyorum.
Evinizde sadece 45 dakikanızı ayırabileceğiniz kısa vadeli sportif faaliyetlerden söz ediyorum (:
Mesela ısınma hareketleri ya da ordu jimnastiği tüfeksiz hareketler serisi (: ki bu kombinasyonun 6. hareketine bayılıyorum (:
(Ordu jimnastiği hareketlerini bayan arkadaşlarımız bilmiyor olabilir,
o yüzden internette bununla ilgili bir çok kaynak ve şemanın mevcut olduğunu bildirmek isterim.)
Bütün bunların yanı sıra; ''Şınav-Mekik ve imkanınız var ise Barfiks'' sıralanabilir.
****
Eğer zamanınız var ise ya da hafta sonlarını değerlendirmek bazında sportif faaliyet arıyorsanız,
jogging diye tabir edilen kır veya orman koşularını seçebilirsiniz.
Benim nüvem köyde olduğu için, ne zaman ailemin yanına gitsem, mutlaka jogging yaparım (:
Bu faaliyet doğayla içiçe olmak ve doğal dengeyle bütünleşmek isteyenler için, kaçırılmaz fırsattır.
Köyümüze sırf bu yüzden gelen veteran takımı bile var (: Onlarla bazen görüşme fırsatımız oluyor,
Hoş sohbetlerini, insancıl yaklaşımlarını, doğayla bütünleşmiş bedenlerini (: görmemek elde değil.
Metropoliten yaşantının üzerlerinde oluşturduğu kirliliklerden arınmak için buralara intikal ettiklerini söylüyorlar (:
****
Bahsetmiş olduğum bütün bu faaliyetlerde sizi tatmin etmediyse ya da gözünüzü korkuttu ise,
size bir alternatif daha sunmayı planladığımı bilmenizi isterim (:
''bunlardan farklı olarak daha ne yapabiliriz ?'' demeyin (: parasailing ya da bungee jumping gibi extreme sporlardan filanda söz etmiyorum :P
Aslında hepimizin aşina olduğu, yalnızca eğlence olarak değerlendirdiği ''Dans'' tan bahsediyorum (:
Dans kelimesini yazarken, vücudumda bulunan en uç sinir hücresinin bile reaksiyon gösterdiğini hissettim :P.
Çünkü ben de senelerden beri (takriben 7 yıl) dansı bedenimle bütünleştirdim ve de zihnimde içselleştirdim :).
(Hatta daha fazla tahammül edemedim Pitbull'dan Shake Senora parçasını açtım ve dans etmeye başladım :D.)
Konuyu çokta fazla dallandırıp budaklandırmanın mantığı olmadığını düşünüyorum (: ve Dans edin diyorum.
Çünkü dans esnasında vücudunuzun her uzvu devinim halinde oluyor (:
Dolasıyla kısa süre içerisinde bir çok farklı sportif hareketi bir anda yapmış oluyorsunuz (:
****
Ben usta birliğindeki askerliğimi Gelibolu (Yıldırım Kışla) / Çanakkale'de ifa ettim (:
Emniyet ve Muhafız Bölüğü'nde, yapmış olduğum askerliğim sırasında bize her zaman şu öğretildi;
''Ayaklarınız patlayana kadar yürüyün / vurun! Aksi halde siz hiçbir zaman muhafız olamayacaksınız!''
Onur ve gurur içerisinde tamamladığım askerliğim boyunca,
18 Mart Çanakkale Zaferi, 24 Nisan Anzak Töreni, 30 Ağustos Zafer Bayramı'da olmak üzere bir çok törene katıldım (:
Benim görevim, flamacılıktı (: En önde yürüyordum...
Uzatmayalım dedik ama, yine de uzadı :P
****
Ben de sizlere diyorum ki,
''Ayaklarınız patlayana kadar dans etmez iseniz, hakiki bir dansçı olamazsınız!'' :P kel alaka ya neyse...
Siz olayın ciddiyetine vardınız :P ben bunu sezinleyebiliyorum :D.
Ayrıca tüm bunların yanı sıra;
asırlardır doğu felsefesinde uygulanan meditasyon, yoga, bioenerji, polariti, akupunktur da yapabilirsiniz (:
bunlara da ruhi sportif aktivite denilebilir...
**********************************************************************************
Ve ekstra olarak, size Teknik Resimle uğraşmanızı öneriyorum.
6-
Teknik Resim :
Noktalar doğruları, doğrular düzlemleri, düzlemler cisimleri, cisimler de hayatımızdaki nesneleri oluşturur.
Dolayısıyla diyebiliriz ki günlük yaşantımızda kullandığımız her nesnenin başlangıcı, noktalardır.
Bu açıdan noktayı, iyi tahlil etmek gerekir.
Teknik Resim de noktalardan başlar; doğru, düzlem ve cisimlerle son bulur.
****
Kendine has spesifikasyonları ve normları olan bu sistem,
Size hayatta bir çizgi belirleme fırsatı tanıyacaktır.
Ayrıca çok zevkli bir meşgaledir de (:
Bu konuyla ilgili destek isteyen olursa, elimden geldiğince yardımcı olurum (:
Kaynak olarak, Kitapçılardan tedarik edebileceğiniz Teknik Resim uygulama yapraklarının oluşturduğu kitapları öneririm (:
+ MEGEP'in internet sitesine giriş sağlayarak, Teknik Resim ile ilgili bir çok modül edinebilirsiniz (:
**********************************************************************************
Tabii bütün bunların en önemli maddesi ''Sevgi''dir.
Sevginin olmadığı bir yaşamda size kılavuzluk edecek hiç kimse yoktur.
Yaşam size kucağını kapamış, gözlerini yummuştur...
Sevgi ve mutluluğun kalbinizi saran sıcak giysileriniz olması temennisiyle,
kazanacağınız kolektif bilinç ile geliştireceğiniz hayat kombinasyonunda başarılar dilerim :).
****
Belki de bütün bunlar sizi mükemmel yapmaz, ama mükemmelin peşinde koştuğunuzun bilinicine vardırabilir.
Saygı ve Sevgilerle...