4 Ağustos 2011 Perşembe

Belirtisiz Tamlama : Sigara Cehennemi!



Geçenlerde arkadaş grubuyla sohbet esnasındayken;
konuşulan asıl konu, dolaylı olarak sigara ve sigara bağımlılığına yönlendirildi.
Masa etrafında oturan dört kişiydik ve içimizden sadece ben sigara kullanmıyordum.
Konuyu biraz hararetlendirmek, bilimsel ve felsefi görüşler ortaya atarak, düşündürmek ve bununla birlikte arkadaşlarımı da eğlendirme isteğiyle,
ilgili konunun asli katılımcısı olmaya karar verdim.
Zaten ''Sigara ve sigara bağımlısı'' kavramlarına oldum olası eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmışımdır.
Bu da içimdeki sigara ve sigara bağımlılığına olan öfkemi dışarıya boşaltmak için büyük bir fırsat olmalı ki,
ilgili konunun kimi bölümlerine, arkadaşlarımın da müdahil olabilmesi için, aman zaman vermediğimin farkına vardım.
-hepsinin bu konuyu yakın markaja alacaklarını bildiğim için, bu konu vesilesiyle hakkınızı helal edin lütfen, diyorum :)-
Yazımın biraz uzun olacağını bildiğim için ve baz alınan konunun da şiddetini yitirmemesini istediğim için,
gelişimi burada noktalamak ve asıl konuya giriş sağlamak istiyorum.
****
Asıl konuyu kısaca özetlemek ve okuyucuma bir ip ucu vermek gerekirse;
''İnsanlar mı sigaraya bağımlıdır ? yoksa, Sigara mı insanlara bağımlıdır ?''
sorgusu akla getirilebilir...
****
Benim bu soruya verdiğim yanıt, ortamın alevlenmesine neden olan kilit nokta oldu.
muhtemelen ''pekala bu yanıt neydi ?'' diyenleriniz vardır,
Ben ''İnsanlar da sigaraya bağımlıdır, Sigara da insanlara bağımlıdır'' görüşünü ortaya attım.
Evet evet yanlış okumadınız, sigara da insanlara bağımlıdır! dedim.
Hatta dozu biraz daha abartırsak;
Sigara, insanları yöneten ve yönlendiren, mutlak bir güçtür! bile dedim.
****
Öncelikle şöyle bir giriş yapmak istiyorum;
1- Size zarar vermek isteyen kişiyi / kişileri, dost olarak kabullenir misiniz ?
ya da,
2- Size zararı dokunacağını bildiğiniz kişiyi / kişileri, kendi hayatınıza davet eder misiniz ?
Akıllı ve zeki kişiler olduğunuzdan şüpheniz yoksa, bu sorulara vereceğiniz yanıt, HAYIR! olmalıdır...

peki soru şeklini değiştirerek, şöyle sorayım;
3- Neden bir insan kendi cinsinden olan milyonlarca bireye, zarar vermek istesin ki ?
ya da,
4- Neden bir insan kendi cinsinden olan milyonlarca bireyi esareti altına alma özelliği olan,
bir maddeyi piyasaya sürmek ve insanları bu maddenin esiri yapmak, istesin ki ? -Kapitalizasyon demek, tikel ve palyatif olur-

ben, kafanızdaki soru işaretlerini biraz daha kızıştırmak istiyorum ve soru şeklini tekrar değiştiriyorum;
5- Size kendi cinsinizden milyonlarca bireyi zehirlemek karşılığında, 
Fourtune 500 arasına gireceğiniz kadar para ve prestij vaad edilse, bunu kabul eder miydiniz ?
Ben etmezdim! -aklı selim bir insanın da kabul etmeyeceğini düşünüyorum-

6- Yaradılanların en şereflisi -eşref-i mahluk- olma onuruna sahip bir canlı,
neden kendine zarar vereceğini bildiği insana / insanlara biat etsin ki ?
Yoksa biz aptal mıyız ?
Aklımızı ve zekamızı kullanamayan, programlanmış robotik araçlar mıyız ?
-durumumuz itibariyle, değiliz demek pekte rasyonel değil-

Peki nedir bu soru paradigması ? dediğinizi tasavvur edebiliyorum...
Aslında konu temasını soru varyasyonuyla bezemem, sizin konuya olan motivasyonunuzu kolaylaştırmak içindi.
Buraya kadar sanırım kafanızda epey bir düşünce yığılımı oluşmuştur (:
Lakin nazarı itibare almanız gereken ehemmiyetli bölüm, bundan sonra cereyan edecek...
****
* Laboratuvar bünyesinden çıkartılıp, popülerleştirilerek dünyanın merkezine yerleştirilmiş bir maddeden söz ettiğimizi,
* Dünya üzerinde bulunan nüfusun takriben % 85'ini etkisi altına almış bir maddeden söz ettiğimizi,
* Her yıl binlerce insanı, inorganik bir madde haline dönüştürme (öldürme, helak etme) kudretini üzerinde taşıyan bir maddeden söz ettiğimizi,
* Çağımızda küreselleşmenin yaşama şekli olarak sunulan bir maddeyi konu edindiğimizi,
* Çeşitli entrika ve komplikasyonlarla, yaşamın bir parçası haline getirilen,
kullanıcısına olağan bir şeymiş gibi -rasyonel- empoze edilen,
ve muhtevasında binlerce zararlı bulunan, bir maddeyi ele aldığımızı,
UNUTMAYIN!
****
Öncelikli olarak sigara, ruh sağlığı normal olan insanın / insanların üreteceği bir madde değildir.
Çünkü bu madde, kendi cinsinden olan, milyonlarca insana zarar verme özelliği taşıyor.
Sizce bu canilik değil mi ? O kişilerin bizim düşmanımız oması gerekmez mi ?
Şuanda bana 3000 tl para teklif etseler ve bunun karşılığında, sigara üretim entegresinde çalışmamı isteseler,
yapılan caniliğin organik bir kolu olacağımın bilincinde olduğum için, çalışmam!
Sigara kullanan bir insan farkında olmasa da, suiniyet güden bu insanların,
organik bir kolu haline geliyor.
ve ayrıca,
İnsanların ölmesine neden olan bir maddenin piyasaya sürülmesi,
suç teşkil etmesi gerekmez mi ? -peki, neden bu cani üreticiler yargılanmıyor-
Her yıl çeşitli ülkelerde binlerce insanın ölmesi, normal mi sizce ? -elbette normal değil-
Peki neden bu gidişata dur denilmiyor ?
Globalleşme ve modernizasyon kavramı bunu mu gerektiriyor ?
Biz bu mentaliteyle modernleşiyor muyuz ? yoksa ilkelleşiyor muyuz ?

****
Evet kişilerin algısını cezbederek, kullanıcılarını adeta hipnotize eden bu sistem;
benim gibi düşünen aktif katılımcılar değil,
bütün bunların farkında olmayan, pasif alıcılar istiyor.
yani,
Biz ''benim anlayışım'',''benim tercihim'' desekte,
aslında sistemin işleyen çarkı içerisinde sahiplendiğimiz tüm değer ve düşünceler,
sistemin bizlerde içselleştirmeyi başardığı, değerler ve düşünceler oluyor.
****
artık konunun kolektif bütünlüğünü bozmak istemiyor ve sonuca geçmek istiyorum;
Etrafımda inorganik bir madde olan sigarayla adeta bütünleşmiş kişiler olduğunu görmek, beni düşündürüyor.
Çünkü aklı ve zekası olan bir kişiyi uzaktan da olsa çekebilen bir maddenin,
manyetik bir alana sahip olduğunu düşünmeden edemiyorum.
-öyle ki daha fazla sigara içmesi durumunda, (*) ampütasyona uğratılacağının bilincinde olan bir insanın,
buna rağmen hala o maddeyi gizliden de olsa kullanması durumu, beni yerle yeksan ediyor-
Yani kişiyi uza devindiren -telekinetik bir enerjiyi üzerinde barındıran- bir maddeden söz ediyoruz.
Kişilerin olmazsa olmazı haline gelmiş,
-örneğin; ıssız bir adaya giderken götürülecek üç şeyden biri (bunu da konuştuk)-
adeta kişilerle bütünleşmiş,
hatta ve hatta kullanıcıların organik kolu haline gelecek kadar evrilmiş / devşirilmiş bir maddenin,
cansız olmasını kabullenemiyorum, düşünemiyorum, aklıma sığdıramıyorum!
Bu yüzden sigaranın da insanlara bağımlı olduğunun sonucuna varıyorum.
Sigaranın insanları yönettiğini / yönlendirdiği konusuna intikal edecek olursak;
evet sigara bunları da yapıyor.
Lakin doğrudan değil, dolaylı yönden bunları yapabiliyor.
Yani üreticisinin ona enjekte ettiği enerji vesilesiyle, kitleleri esareti altına almayı başarıyor.
Kullanıcısında nörolojik değişimler yapıyor ve bu sayede de, onu kendisine biat ettiriyor demekte,
alternatif bir ifade şekli olur herhalde. 
****
Son olarak, konuya ilişkin imajdan söz etmek istiyorum.
herhalde böyle bir konuya, ancak bu kadar uygun bir imaj seçilebilirdi.
İlgili imajda gördüğünüz üzere;
elinde pim olan çocuk, sigarayı
elinde el bombası olan çocuk ise, sigara kullanıcısını temsil ediyor.
1- elinde pim olan çocuğa -sigaraya- dikkatli bakarsanız, biraz daha masum ve entrikacı durduğunu görebilirsiniz.
-sigara üreticilerinin entrikacılığından bahsetmiştik değil mi ?-
2- elinde el bombası olan çocuk -aktif kullanıcı- ise, daha cesur ve ciddi duruyor.
-ampütasyon konusunu anımsayın!-
3- ayrıca imajın en ilginç kısmı, iki çocuğunda eşbiçimsel olması.
-bu da sigara ve sigara kullanıcının bütünleşmesi teoremine destek sağlıyor-
4- Bir el bombasının kendisini fonksiyonel anlamda tamamlaması için, pime ihtiyacı olması durumu.
-bu da sigaranın mahrumiyetini hisseden bir insanın, psikopatalojik zaafiyetler göstermesini simgeliyor-
5- sanırım üzerlerindeki beyaz gömlekte, öldüğümüzde giydirildiğimiz kefeni sembolize ediyor.
6- Peki bu el bombasının pimi çekilmesine rağmen, neden hala patlamamış ?
Demek ki ölümün vakti değil!
****
(*)Ampütasyon: tıp dilinde budama da denilen, bir organın kesilip çıkartılmasıdır.  
****
Zaman ayırıp okuğunuz için, teşekkür ederim.
Saygı ve Sevgilerle...

2 yorum:

Paris in Me :) dedi ki...

Nası katılıyorum anlatamam sana, ben bu sene resmen bizim bölümdeki sigara içmeyen, hatta nefret eden tek kişi olarak kaldım ve insanlara hep sordum, size zarar veriyo niye içiyosunuz diye ama cevap hep aynı,bağımlılık :) ama ben inanmıyorum buna, insanlar bukadar aciz olamaz, bu iğrenç kokan şey insanları bukadar esir edemez, edememeli.. Belkide hiçbirzaman anlayamayacağım,içmediğim için.. Ama anlamakta istemiyorum zaten !

Cyberduck dedi ki...

Ben de etrafımda ''sigara içmeyen azınlık'' olarak anılıyorum.

Belki de O'nların dumanlı bölgelerine dahil olmayışımız, O'nlar için ''yadırganması gereken bireyler'' hissayatı oluşturuyor.

Belki de nesli tükenmekte olan, direnişçileriz.

fakat ne olursa olsun;

''Aynı tavırla farklı sonuçlar beklemeken ziyade, farklı tavırlar sergileyerek, güzel sonuçlar elde etmeyi'' benimsemiş bir birey olarak;

iradeye dayalı mukavemetimi ve metanetimi yitirmeyeceğim!

****

Saygı ve Sevgilerle...